Haber Yirmisekiz

Önceki yazımın devamı olarak, gıda üretiminde neler yapabiliriz hakkında görüşlerimi paylaşacağım.
Batıdaki uygulamalar ile Türkiye’deki uygulamaları karşılaştıracağım.

ABD ve Avrupa’da çiftçilik Türkiye gibi değil. Çoğunluğu büyük işletmelerdir. Tarım ile uğraşan kişiler
şirket yapısındadır. Çalışan işçiler vardır. Türkiye’deki gibi köylü yapısında üretim yapılmaz. Üretilen
her ürünün planlaması yapılır, bu plana göre çalışılır.

Türkiye’de ise çoğunluk aile işletmeleridir. Aile boyu sürdürülen faaliyettir. Bu süreç artık tıkandı.
Tarım arazileri aile arasında miras yoluyla küçük parçalara bölündü. Küçük parçalarda yapılan tarım
faaliyetleri kâr getirmez hale geldi. Ailelerin çoğu şehirlere göçtü. Geride bıraktıkları tarım
arazilerinde faaliyet son buldu. Arazilerin büyük kısmı verimsizleşti. Köylerde kalan vatandaşlarımız
ellerinde kalan araziler ile kendilerini ancak geçindirir hale düştüler. Bu konuyu ilk gören rahmetli
YAZICIOĞLU’ydu. Tokat’ta vali iken toplulaştırma işlemi yaparak önderlik yapmaya çalışmasına
rağmen ülke politikası haline getiremediğimizden, bugünkü duruma düştük. Yöneticilerimiz çok yoğun
oldukları için bu konu öncelikleri olmadı.

Tarımsal faaliyette bulunmak isteyenler, ekonomik olarak işletecek arazi bulamamaktadır. Tek tapuda
yüz dönüm tarım arazisi bulmanız çok zordur. Devlet tarıma destek veriyor, ilk şart müstakil Tapu! Siz
teşvike başvurmak istiyorsunuz, ancak mümkün değil. Devlet tarım arazileri bölünmesin diye kanun
çıkardı, kanuna göre çalışma yaptığınızda ömrümüz yetmez.

Pekala çözüm nedir? Tek bir çözümü yok. Bugün başladığınızda yarına gıda sorunu çözülmez. Ancak
bir yerden başlamalı. Devlet politikası olarak her on yılda bir tüm ülkedeki, özellikle tarım arazilerini
kişilerin insiyatifine bırakmadan, müstakil tapular haline getirip hak eden ailelere vermeli. Geçen yıl
ülkenin neredeyse yarısı ekilip dikilmedi.

Türkiye’de öyle araziler var ki, 20 dönüm arazide 100 metre kare hisse var. Çoğunun sahibini dahi
bulmanız zor. Mahkeme ile çözmenize ömrünüz yetmez. Teşvik alıp, ekip dikeceksiniz. Mümkün değil.
Eğer Türkiye’de tarımsal kalkınma yapılacaksa, bu alanlarda tapulama çalışması bir an önce başlamalı,
her on yılda bir yenilenmeli. Bu işlemin bedeli mülk sahiplerinden, arazileri oranında tahsil edilmeli.
Harita mühendislerine iş imkanı sağlanırken, devlet hazinesine çok büyük kaynak sağlanacaktır. Kur
korumalı faiz hesabına da gerek kalmaz. İngiltere’ye de sefer yapmaya. Adliyelerdeki yükü azaltıp,
ülke huzuruna da katkıda bulunur.

Üç yıl için, devlet gübreyi ve akaryakıtı çiftçiye direk vermeli üründen parayı tahsil etmelidir.

Bir yıl olmadan et fiyatları ikiye katladı. Neden olarak, hayvan yemleri ithalmiş, dolar artmış, savaş
çıkmış, ihracat yapılmış... Dikkat ederseniz açıklamalar mışlı! Bu yıl tüm yurtta yağış iyi, devamında
belirlenecek bölgelerde, Mayıs ayından itibaren yangın söndürme uçak ve helikopterleriyle meralar
sulanabilir. Çok daha ucuza hayvanlar beslenebilir. Küçük işletmeler ayakta kalır. Halk rahat eder.

Gıdada ucuzluk zabıta ile olmaz. Çok fazla kişinin, çok fazla üretmesiyle olur. Karnı aç vatandaşın,
uzaya gitme hayali olmaz!